INFORMATION in Turkish translation

[ˌinfə'meiʃn]
[ˌinfə'meiʃn]
bilgi
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
istihbarat
intelligence
intel
information
lntelligence
counterintelligence
enformasyon
information
bilgiyi
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
bilgileri
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
bilgiler
information
knowledge
info
intel
data
intelligence
know
update
briefed
informed
i̇stihbarat
intelligence
intel
information
lntelligence
counterintelligence

Examples of using Information in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
If I steal secret information, kill me and the family.
Gizli bilgilerden bazılarını çalarsam beni ve ailemi öldürürler.
Why not? If I steal some secret information, they kill me and my family?
Gizli bilgilerden bazılarını çalarsam beni ve ailemi öldürürler. Neden olmasın?
I told her that i had some stolen information to sell.
Ona satmak için birkaç çalıntı bilgim olduğunu söyledim… o da telefon etti.
Hackers stole my information. About a week after I found out.
Bilgisayar korsanlarının bilgilerimi çaldığını anladıktan bir hafta sonra.
About a week after I found out hackers stole my information.
Bilgisayar korsanlarının bilgilerimi çaldığını anladıktan bir hafta sonra.
If your information leads to his capture you will be released from this facility immediately.
Eğer bilgileriniz, bizi ona götürürse bu tesisten hemen salıverileceksiniz.
We can't use these pages until we have more information.
Daha fazla bilgimiz olmadan sayfaları kullanamayız.
And, for your information, I was home alone too.
Ayrıca bilgin olsun… ben de evde tek başına kaldım.
All information regarding this case… Miss me, brother?
Bu davadaki bütün bilgilerimiz… Beni özledin mi, kardeş?
Our data is classified information. Because they don't know.
Bilgilerimiz gizli tutuluyor.- Çünkü bilmiyorlar.
Unless you have more information. The coding makes the book unreadable.
Daha fazla bilgin olmadığı sürece… kodla, defteri okumayı imkansız yapıyor.
With an individual who might have jeopardized it seems certain information was shared the cookie operation.
Güvenilir bilgilerimiz kurabiye operasyonunu… tehlikeye atabilecek birileriyle… paylaşılmış gibi gözüküyor.
You still haven't answered me. And speaking of classified information.
Gizli bilgiden bahsetmişken, hala cevap vermedin.
Because they don't know. Our data is classified information.
Bilgilerimiz gizli tutuluyor.- Çünkü bilmiyorlar.
Carl Gadsen. I don't have any information about a password.
Hiçbir bilgim yok. Şifre hakkında Carl Gadsen.
We don't know who was harmed by the information Patricio gave.
Patricionun verdiği bilgiden kimin zarar gördüğünü bilmiyoruz.
Look like the strong, and vice versa. Information is what can make the weak.
Ve güçlüyü zayıflatan da bilgidir. Zayıfı güçlü kılan.
We believe you have vital information regarding Gemma Butler's disappearance.
Gemma Butlerın ortadan kaybolmasıyla ilgili çok önemli bilgileriniz olduğuna inanıyoruz.
I will transfer you over to one of our girls, And she will take your information.
Sizi kızlarımızdan birine yönlendiriyorum bilgileriniz oradan alınacak.
And you can't tell me what the proper channels are because that's classified information.
Siz de bana uygun kanalların hangisi olduğunu söyleyemezsiniz çünkü o gizli bilgidir.
Results: 34358, Time: 0.0745

Top dictionary queries

English - Turkish