Examples of using Raw data in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I mean… the amount of chatter you get through and your reports… I mean, they go way beyond the raw data.
Demek istediğim, bütün o bulduğun konuşmalar ve raporlar, onlar, çiğ verilerden çok daha önemliler.But raw data from the CIA… My experience at ONI… They will either give it to us or they won't.- Yes, sir.
Bize bu I mean, the amount of chatter you get through, and the reports… I mean, they go way beyond the raw data.
Demek istediğim, bütün o bulduğun konuşmalar… ve raporlar, onlar, çiğ verilerden çok daha önemliler.Yeah, the director doesn't let me evaluate raw data before it's been compiled unless it's an emergency.
Evet. Acil bir durum olmadıkça yönetici ham verileri kendisi derlemeden önce değerlendirmeme izin vermez.I have been trying to recompile the image using raw data, but I don't think we're going to find anything.
Ham verileri kullanarak görüntüyü bir daha oluşturmaya çalışıyorum. Pek bir şey bulacağımızı sanmam.Technological innovation, raw data from telescopes, and the power of the printing press to spread the new knowledge.
Teknolojik icatlar teleskoplardan gelen ham veriler ve matbaanın yeni bilgiyi yayma gücü.I have been inputting the raw data from the writings, trying to crack the code to the formula, and then bam, it hit me.
Yazılardaki ham verileri girip formülün şifresini çözmeye çalışırken birden dank etti.And if we can do this for raw data, why not do it for content as well?
Ve eğer bunu ham veriler için yapabiliyorsak, neden içerik için de yapmalıyım?The infiltrators eat and store raw data from any computer system
Casuslar bilgisayar sistemindeki ham veriyi yiyorlar ve depoluyorlarThey could process raw data faster than we yet be able to make the leaps of intuition that inspired our greatest minds.
Ham verileri bizden milyon kez hızlı işleyebilir mükemmel beyinlerimizden esinlenerek daha fazlasını yapabilirler.Unless it's an emergency, and I got to… doesn't let me evaluate raw data before it's been compiled, Finn, a metal toilet plowed into a field. Yeah, the director.
Evet. Acil bir durum olmadıkça yönetici ham verileri… kendisi derlemeden önce değerlendirmeme izin vermez.Evaluate raw data before it's been compiled yeah, the director doesn't let me.
Evet. Acil bir durum olmadıkça yönetici ham verileri… kendisi derlemeden önce değerlendirmeme izin vermez.Doctor, I have the raw data from the forensic investigation of the attack on Zahir.
Doktor, Zahire yapılan saldırının adli soruşturması ile ilgili elimde ham veri var.Unless it's an emergency, and I got to… doesn't let me evaluate raw data before it's been compiled, Yeah, the director.
Evet. Acil bir durum olmadıkça yönetici ham verileri… kendisi derlemeden önce değerlendirmeme izin vermez.Evaluate raw data before it's been compiled yeah, the director doesn't let me.
Acil bir durum olmadıkça yönetici ham verileri… kendisi derlemeden önce değerlendirmeme izin vermez. Evet.The company does not know who is playing Pokémon Go- it just sees raw data on exercise levels.
Şirket kimlerin Pokémon Go oynadığını bilmiyor; yalnızca egzersiz düzeyinde ham verileri görebiliyor.Very detailed information, including raw data, on specific topics, allowing them to make their own analysis and interpretation.
Özel konularda, kendi analizlerini ve yorumlarını yapmalarına olanak veren, ham verileri de kapsayan, son derece ayrıntılı bilgi.So we need to get our hands on Dr. Watkins' raw data, see if it matches, and if it doesn't.
O zaman Dr Watkinsin ham verilerine ulaşmamız lazım.- Uyuyor mu diye bakarız.Mr. Morris, please tell the court what the raw data indicates about the two companies' microprocessors?
Bay Morris, mahkemeye bu iki şirketin mikroişlemcileri hakkındaki ham verilerin ne gösterdiğini anlatabilir misiniz?Audience: Raw data now!
Seyirciler: Şimdi ham veri!
