Examples of using Yöre in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yöredeki çiftlik hayvanlarını avlıyordun demek.
Bu yörenin sake si gerçekten iyi!
O yöreyi benden de iyi bilir
Yöreden iki bin telefon aldık.
Yöresel likör gibi.
Yörenin balıkçılarından biri, dolunay çıkacağına dair kaptanı önceden uyarmıştı.
Bu yöreyi seveceğime inanıyorum.
Yörede çevre ve toprak kirlenmiş durumda.
Bu yörenin şarabı, Benim mahzenimden.
Yöreden bir genç kizilderili mağaralari buldu.
Ne olur? Bu yörenin insanları insancıl olmalarına rağmen.
Yörenin en eski binalarından biri.
Yöresel likör gibi. Mutlu vakitlerimiz beni uçuruyor.
Yemek işini yörenin kadınları yapıyor.
Yöresel müzik sever misin?
Her iki ağabeyi de yöredeki folk müzik çevrelerine dahildiler.
Yöresel müzik sever misin?
Bu yöreden değil.
Kasabanın en iyi yöresel yemekleri.
Bu yörede polislik yapıyordu.