YÜKSEKLERDEN in English translation

high
yüksek
yüce
büyük
üst
çak
dik
lisesi
kafayı
yukarıda
heights
boy
uzunluk
boyuna
yüksekliği
zirvesi

Examples of using Yükseklerden in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yükseklerden pike yapan doğanlar saatte 300 kilometreden fazla hıza ulaşabilir.
Diving from height, the falcons can reach speeds of over 200 miles an hour.
Yükseklerden bakıyorum şehre.
I'm high above the city♪.
Yükseklerden birine.
Somebody higher up.
Yükseklerden aşağılara bakıp başının dönmesi ve kendini güvende hissetmemek gibi.
Like looking down from high up, all dizzy and unsure.
Daha güvende olursun ve yükseklerden etrafa bakma şansın olur.
You will be safer and will have a chance to look around from on high.
Yükseklerden aşağılara bakıp başının dönmesi… ve kendini güvende hissetmemek gibi.
All dizzy and unsure. like… like looking down from high up.
Bu yükseklerden biri.
That's somebody high up.
Yükseklerden inip dizginleri eline almadan önce daha kaç kişi ölecek?
How many more will die before you come down off that mountain and get involved?
Çok yükseklerden, Tom.
Very on high, Tom.
Yükseklerden birine. Çözmeye çalıştığım şey bu.
Somebody higher up. That's what I'm trying to figure out.
En yükseklerden biri.
One of the highest.
Yükseklerden biri Charlie Hicksi istiyor.
Someone on high wants Charlie Hicks.
Çok yükseklerden.- Chad!
Chad! He's very high up.
Yükseklerden korktuğunu söyleme sakın! Denverdaki işinden sonra?
Don't tell me that job in Denver made you scared of heights?
Düşman yükseklerden karşılık verdi, geri çekilmek zorunda kaldık.
The enemy countered from higher up and we were forced to pull back.
Gerçek bakış yükseklerden değil, ancak göz hizasından bakarsan bakıştır.
To look is not to look from on high, but at eye-level.
Çok yükseklerden.
Very high up.
ayrıca yükseklerden telefon aldım.
I had a call from on high.
Çözmeye çalıştığım şey bu. Yükseklerden birine.
Somebody higher up. That's what I'm trying to figure out.
Ve ben bu tür yükseklerden bahsetmiyorum.
And I'm not talking about like this kind of high.
Results: 65, Time: 0.0293

Top dictionary queries

Turkish - English