Examples of using Yürüyorduk in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
küçük kardeşim plajda yürüyorduk.
my little brother were walking along the beach.Bir keresinde eski sevgilimle sokakta yürüyorduk.
I was walking down the street thuggy-looking guys next to a Camaro.Hatırladığım sonraki şey yolda yürüyorduk.
Next thing I remember, we were walkin' up the drive.Pilot bölümü, bu şeyin altında yürüyorduk.
Bir keresinde eski sevgilimle sokakta yürüyorduk.
I was walking down the street with my ex-girlfriend.Çocuklarım. Arabayla gidiyorduk… yardım bulmak için yürüyorduk.
İki hafta önce… Cuca ve ben Olympicde yürüyorduk.
Cuca and I were walking down Olympic. Two weeks ago.China ve ben okulumuza yürüyorduk.
China and I were walking to class.China ve ben okulumuza yürüyorduk.
China. China and I were walking to class, in the one neighborhood.China. China ve ben okulumuza yürüyorduk.
China and I were walking to class China.China. China ve ben okulumuza yürüyorduk.
China. China and I were walking to class, in the one neighborhood.China ve ben okulumuza yürüyorduk. China.
China and I were walking to class China.Kordon boyunca büyük bir kavşağa doğru yürüyorduk.
Henüz evlenmiştik… Caddede yürüyorduk ki…'' Kaya'' adında bir banyo takımı reklamı gördük… sloganı da'' Seni seviyorum, Kaya'' idi.
And the slogan said"I want you, Rock". We were walking down a street and Henüz evlenmiştik… Caddede yürüyorduk ki…'' Kaya'' adında bir banyo takımı reklamı gördük… sloganı da'' Seni seviyorum, Kaya'' idi.
And the slogan said"I want you, Rock". and Sürekli bu nöbetçilerle birlikte dolaşıp duruyordum, bazen akşam geç vakitte yürüyorduk.
I hung around these guards all the time, because sometimes we would walk… late in the evening.Sessiz bir şekilde ormanda yürüyorduk… nehrin sessizliği vücudumuzu delip geçer… ve aklımızı mutlulukla boğarken.
Cutting through our bodies… and drowning our minds We were walking silently… imbued with the river's coolness in happiness in the woods.Bir lava sahasında uzun zamandır yürüyorduk. kim bilir? Bir gün çok yorulmuştum.
Who knows? I remember one time I was very tired because he had walked through lava fields for a long time.bazen akşam geç… vakitte yürüyorduk.
guards all the time, because sometimes we would walk.Tam işimizi bitirmiştik… Bağdatta yürüyorduk, bir patlama oldu, bina yıkıldı.
We were walking in Baghdad, there 
