Examples of using Yılanının in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
kendiliğinden giden bir kanonun… ya da deniz yılanının şekline girebilirmiş.
Eski Dünya mercan yılanının sadece bir cinse( Calliophis)
Bak, sincaplar fındık yer yılanlar sincap yer, timsahlar da yılan yer.
Domuzun yılandan doğmuş evladu Demirtaş.
Ondan sonra, yılanın tamamen yalnız bırakılması için çok sıkı talimatlar verdi.
Yılanım için bana ödemesini sağlayacağım!
Yılanla tek tanışan kişi de Carolinedı.
Bu resimdeki yılanın anlamını biliyor musun?
Yılanlı çukur için önümüzden yürüyeceksin.
Kendi yılanım yok.
Yılanım ve köpeğim var.
Sineğin yılandan korkması gerektiğini bilmiyor musun?
Yılanım var. Yarıdan kesip sırtına deniz kabuğu koyarım.
Ama şimdi sadece yılandan başka bir şey değilsin.
Rüyalarımda peltek yılanlar benimle konuşuyorlar.
Yılanla konuşan adam yok ya da suları ikiye ayıran artık yok.
Vezir ve yılanın güçlerinin birleştiği bir taş.
Bu arada kayıtlara geçsin, yılanla tavşan, cidden birbiriyle iyi gidiyor.
Vikont olacak yılan, seni bu kadar telaşlandıracak ne söyledi?
Neeyala yılanın bizim burada olduğumuzdan bile haberi olmadığını söyledi.