Examples of using Yaşıyorlarmış in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Burada yaşıyorlarmış. Bu onların evi.
Yaşıyorlarmış. Teknolojiden yoksun bir alt kültürde.
İnsanlar bu mağaralarda yaşıyorlarmış, ama neden?
Yaşıyorlarmış ama neden? İnsanlar bu mağaralarda?
Bir çarşıda yaşıyorlarmış. Nerdeyse bir yıldan beri.
Fakat niçin bir kuyunun dibinde yaşıyorlarmış?
Burada yalnız yaşıyorlarmış.
Kırsal bir alanda, birçok hayvanla birlikte bir çiftlikte yaşıyorlarmış.
Hayvan kanıyla yaşıyorlarmış.
Manhattan, Madison Avenueda yaşıyorlarmış.
Adı Kuekuatsheuymuş ve birlikte Ruh Dünyasında yaşıyorlarmış.
Yıl önce kurbanla birlikte yaşıyorlarmış.
Kuzey Sahilinde yaşıyorlarmış.
Kayla ile aynı binada yaşıyorlarmış.
Alice Brackley, annesi, Sarah, hizmetçi çalışanlar kısmında yaşıyorlarmış.
Niçin birbirlerinden bu kadar uzakta yaşıyorlarmış peki?
Bir çarşıda yaşıyorlarmış.
Bazen de ailelerin izni olmadan onlarla yaşıyorlarmış.
Onun binasında yaşıyorlarmış.
Şehrin değişik uçlarında yaşıyorlarmış.