YAKININIZDA in English translation

close
yakın
yakınlarda
yakin
kapalı
samimi
kapat
kapatın
yaklaştın
yakınız
are near
yakın olmak
yakınlarda
nearby
yakın
yakınlarda
var
çevre
civar
yakındaki
vardı

Examples of using Yakınınızda in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Tanrı yakınınızda.
The Lord is close.
Bay Stone ise sizle çok yakınınızda bulunan küçük kasabada buluşacak.
And Mr. Stone will meet you, here, small town, very near you.
Düşman sandığınızdan daha yakınınızda olabilir.
The enemy could be closer than you think.
Uyanık olun. Düşman sandığınızdan daha yakınınızda olabilir.
The enemy could be closer than you think. Be vigilant.
Görürseniz, kıpırdamayın. Yakınınızda bir ayı Asla!
You see a bear near you… Stand still. Never!
Hatta bu çok yakınınızda olsa bile.
Even the very nearest that you have.
Yakınınızda ne varsa onu kapıp, kurutana kadar kanını emersiniz!
You should have scanned! You grab whatever's nearest and bleed it dry!
Telefonlar takip edilebilir. Yakınınızda bir tane bulundurabilirseniz, takımınıza sizi bulmak için bir şans verir.
Cell phones can be tracked, which means if you can keep one close by, it gives your team a shot at finding you.
Kafirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar( savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar.
O People who Believe- fight the disbelievers who are near to you, and let them find severity in you,
Yakınınızda bir tane bulundurabilirseniz, takımınıza sizi bulmak için bir şans verir.
If you can keep one close by, it gives your team a shot at finding you.
Ey inananlar, yakınınızda bulunan kafirlerle savaşın,( onlar),
O believers, fight the unbelievers who are near to you; and let them find in you a harshness;
Siz fünyeyi hallederken saatli bombanın yakınınızda olması akıllıca olmaz mı?
Wouldn't it be wise for you to keep the ticking bomb close by while you get rid of the detonator?
Yakınınızda bulunan inkarcılarla savaşın; sizi kendilerine karşı sert bulsunlar.
Fight the unbelievers who are near to you; and let them find in you a harshness;
Kafirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın
Fight the unbelievers who are near to you; and let them find in you a harshness;
Yakınınızda bulunan inkarcılarla savaşın; sizi kendilerine karşı sert bulsunlar.
Fight those of the disbelievers who are near to you, and let them find harshness in you,
Kafirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın
Fight those of the disbelievers who are near to you, and let them find harshness in you,
Ey inananlar, önce kafirlerden yakınınızda bulunanlarla savaşın,
O believers, fight the unbelievers who are near to you; and let them find in you a harshness;
Ey inananlar, yakınınızda bulunan kafirlerle savaşın,( onlar), sizde bir katılık bulsunlar.
O People who Believe- fight the disbelievers who are near to you, and let them find severity in you,
Ey inananlar, yakınınızda bulunan kafirlerle savaşın,( onlar),
O you who believe! fight those of the unbelievers who are near to you and let them find in you hardness;
Kafirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın
Fight those of the unbelievers who are near to you and let them find in you hardness;
Results: 80, Time: 0.0249

Top dictionary queries

Turkish - English