Examples of using Yakalandık in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ejderha beni taşırken bir fırtınaya yakalandık. Mira!
Arkadaşlarımla bir dükkândan öksürük şurubu çalarken yakalandık.
Çekici ışına yakalandık. Seni aptal!
Yakalandık. Benim adım Glenn Talbot.
Mira. Ejderha beni taşırken bir fırtınaya yakalandık.
Evet, hepimiz yakalandık.
Fakat; yakalandık ve kefalet için büyük miktarda para cezası aldık.
Bak, yağmura yakalandık ve bu şey yakıyor.
Benim adım Glenn Talbot. Yakalandık.
Mira. Ejderha beni taşırken bir fırtınaya yakalandık.
Bacım, yakalandık! Başka damat bakalım!
Yakalandık. Dev bir skandaldı.
Aynı akıntıya yakalandık.
Bu kelimeleri nereden öğreniyorsun Thomas?- Yakalandık.
Gemimiz kaza yaptı. Fırtınaya yakalandık.
Çekim alanına yakalandık.- Rapor!
Yakalandık çünkü Pokhran bölgesi açık
Bir çeşit enerji bükümüne yakalandık.
Bu kelimeleri nereden öğreniyorsun Thomas?- Yakalandık.
Çünkü orada korkunç bir fırtınaya yakalandık. Bu Gökgürültüsü Dağı.