Examples of using Yakmışlar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Daha bu sabah Müslümanlar bir Hindu köyünü yakmışlar.
Bütün bu mumlar-- insanlar hürmet etmek için binlerce mum yakmışlar.
Onun kıyafetlerini mi yakmışlar?
Kiliseyi yakmışlar.
Kopartılan donmuş kafasını yakmışlar.
Üç Çiftliği yakmışlar.
Aziz, seni yakmışlar.
Vücudu sergilenmiş, sonra da yakmışlar.
Son bir'' Cimri Phil'' partisi düzenleyerek evimi yakmışlar ve kasabadan kaçmışlar.
Kendilerini yakmışlar.
Gitmeden önce birkaç kulübeyi yakmışlar.
Ama kanıtları yok etmek için yakmışlar.
Arabamı da yakmışlar.
Bonanza Çiftliğinin büyük bölümündeki evleri yakmışlar.
Duyduğuma göre… Amritsar ve Lahore arasındaki bütün köyleri yakmışlar.
Bir kızın yüzünü akü asidiyle yakmışlar.
Çiftçilerin kulübe ve tarlalarını yakmışlar.
Durkani, dosyaları yakmışlar.
Her şeyi yakmışlar efendim.
Her ne olmuşsa, onlar aceleyle yakmışlar.