Examples of using Yarın öğlene in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer bu treni kaçırırsak yarın öğlene kadar beklemek zorunda kalırız!
Yarın öğlene hazır olacak mı?
Bütün gece ve yarın öğlene kadar Unutmayın.
Olur, yarın öğlene evde olurum.
Arthur yarın öğlene bütün yönetim kurulunu toplantıya çağır.
Yarın öğlene kadar. Ne zamana kadar?
Pasaportlar yarın öğlene hazır olacak.
Yarın öğlene, Langleyde Jonathan Coldun boş bir dosya olmasını istiyorum.
Yarın öğlene onların hepsinin yok edildiğini görmek istiyorum!
Ciddi bir elektrik kesintisi olmuş o yüzden maç yarın öğlene ertelendi.
İşgalcilerle silah teslimi için yarın öğlene anlaştık.
Vogel ile toplantınız, yarın öğlene ayarlandı.
Eğer yarın öğlene kadar Nancyi ona götürmezsek savaş ilan edeceğini söylemiş.
Yarın öğlene kadar süre veriyorum çünkü buradaki hanımefendilerin hayattaki son geceleri bu olabilir ve bu geceden keyif almalarını istiyorum.
Hikayen yarın öğlene kadar çıkmazsa yarın akşam tasarı geçer ve cumartesi günü Collins Avenueden aşağısını mafya işletir.
John, Arthur, yarın öğlene dek bana 50 tane dinamit, 275 m kablo ve altı tane fünye lazım.
Panik içinde olan hastam var o yüzden yarın öğlene kadar gidemeyeceğim ama.
John, Arthur, yarın öğlene dek bana… 50 tane dinamit, 275 m kablo ve altı tane fünye lazım.
John, Arthur, yarın öğlene dek bana… 50 tane dinamit, 275 m kablo
Yarın öğlene kadar pantalonunun içine… gireceğine arkadaşıyla iddiaya girdi. Ne?