Examples of using Yavaşladığını in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu da bizlerin inanılmaz keşifler yapmamıza fırsatlar verdi. Astronomlar evrenin genişleme hızının yavaşladığını ispat etmelerini sağlayacak bir yol bulduklarını düşündüler.
sürecin yavaşladığını görmek beni gerçekten şaşırttı,'' diyerek şöyle devam etti:'' Bence bu bir hatadır.
oturma odamda yürürken bedenimin içindeki her şeyin, çok ama çok yavaşladığını fark ettim.
Yavaşlama gerçekleşti.
Yavaşla şimdi, işte böyle.
İnşaat kışın yavaşlıyor, sana söylemiştim.
Yavaşlasana! Beni görmeden geçeceksin!
Kalbi yeterince yavaşlamış ki sağlık ekipleri.
Yavaşla kızım.
Kanamayı yavaşlatmış ama yeteri kadar değil.
Sadece yavaşlamak istiyorum, Bud.
Yavaşlama iticileri ateşleniyor.
Beyaz tüy arıyı yavaşlatıyor. Daha
Yavaşlasana seni yarım akıllı.
Yavaşla, dostum.
Annem Debraya aranızda geçenlerin ne kadar yavaşladığını söylemiş.
Dünyadaki her bilim kitabı evrenin genişlediğini ve yavaşladığını yazar.
Bu okumalar zamanın alan içinde aşırı derecede yavaşladığını gösteriyor.
Dünyadaki her bilim kitabı… evrenin genişlediğini ve yavaşladığını yazar.
Gökbilimciler, genişleyen evrenin Büyük Patlamadan beri ne kadar yavaşladığını belirlemeyi istiyorlardı.