YAYINDA in English translation

on the air
yayında
havada
yayınlanmasını
yayınlayın
radyoda
uçakta
broadcast
yayın
yayınını
yayınladı
programını
live
yaşamak
canlı
yaşa
yaşayan
yaşar
hayatta
coverage
sigorta
yayın
haberleri
yayınını
kapsamı
yer
ilgili
transmissions
mesaj
şanzıman
transmisyon
vites
iletim
yayını
sinyali
aktarımı
nakil
bağlantıyı
on TV
televizyonda
tvde
on television
televizyonda
tvde
yayında
ekranlarda
transmission
mesaj
şanzıman
transmisyon
vites
iletim
yayını
sinyali
aktarımı
nakil
bağlantıyı
airtime
yayına
hava
kontür
crossbow
arbalet
yayı
oklu
yay
we on

Examples of using Yayında in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sadece boş dizinler var ama ağımız artık resmen yayında.
It just leads to a blank directory, but our network is officially live.
Evet… canlı yayında çıplak elleriyle.
Yes, live on television… with their bare hands.
Başkan üç dakikaya canlı yayında olacak.
Three minutes, She's about to go live on TV.
Yerel yayında sorun yok.
Local transmissions are fine.
Her adamın yayında 12 oku var.
Each man's crossbow has only 12 arrows.
Onun Dominator zaferini yayında gördüm.- Evet.
Yes. I just saw the coverage of her victory over the Dominator.
Music Bank canlı yayında.
Music Bank Live Broadcast.
Justine! Mükemmel Eşim daha yayında bile değil.
Justine! My Perfect Match isn't even live yet.
Onları her türlü yayında bulmaya başladık.
We started to find them in all sorts of transmissions.
Seni bir fırtınayla beraber canlı yayında gördüm.
I see you're live on TV with a tornado.
Öğleden sonra, canlı yayında.
This afternoon. Live on television.
Onu daha çok yayında tutmalıyız.
We should give him more airtime.
Her adamın yayında 12 oku var.
Has only 12 arrows Each man's crossbow.
Bu akşamki yayında görüşürüz.
I will see you tonight for the broadcast.
Justine! Mükemmel Eşim daha yayında bile değil!
My Perfect Match isn't even live yet. Justine!
Seni kaltak.- Yayında mıyız?
Bitch goddess.- Kenny, are we on?
Başkan Tom Becki canlı yayında izlediniz.
Of President Tom Beck. You have been watching live coverage.
Söz verdiğimiz gibi bugün Danny, canlı yayında kolonoskopi yaptıracak.
Danny will be getting a colonoscopy live on television. As promised, today.
Oliverın yayında bir mesaj buldum, Dörtün işareti.
I found a message Inside of oliver's bow, The mark of four.
IP camera yayında.
IP camera broadcast.
Results: 426, Time: 0.0532

Top dictionary queries

Turkish - English