Examples of using Yaylar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gül tomurcuk açıyor her tarafta mavi yaylar.
Demir yaylar!
Oklar! Yaylar.
Şuna bak yaylar geri geldi.
Riko, yaylar!
Yaylar kırılmış.
Dikkat edin… yaylar… sana bırakmanı söyledim!
Yani yaylar, centilmenlerle problem.
Ama yaylar hala kütüphanede.
Yaylar donmuş damlacıklarda gri.
Bu yataktaki yaylar ortalamadan daha sıkı dedi.
Her akşam, parmakları yaylar ve çark dişlerinde, birleştirir ve düzeltirdi.
Yaylar kırık.
Yaptığın yaylar artık satılmıyorlar.
Yaylar asla inanmaz.
Efendim… yaylar.
1 soru kartı için 13 derecelik yaylar verir.
Ya bu savaş, yaylar, oklar ve kılıçlar… Hepsini gördün mü?
Arka bacaklardaki tendonlar dev yaylar gibi davranarak kanguru yere bastığı an enerjiyi depolar ve sonra bu enerjiyle hayvanı tekrar ileri iter.
Eğer bu tehdit gerçekse -ki ben hâlâ inanmıyorum-, cadılar topluluğuna karşı kılıçlar, oklar, yaylar ve iksirlerle nasıl savaşırız?