YERININ in English translation

place
yerine
yerinde
yeri
yer
evi
burayı
mekan
orayı
yerin
bir yerdi
where
nerede
yerde
nerde
yer
orada
burada
yerin
location
lokasyon
yerini
konumu
konumunu
yer
mekan
bölgeye
adresi
yerin
mevkide
and
ve
ayrıca
peki
edip
hem
arasında
sonra
ise
belong
aidim
artık
mensup
yerin
yeri
ait olduğun
yerim
mahsustur
spot
nokta
leke
fark
benek
tespit
ayırt
yeri
bir yer
bölgeyi
mekanı

Examples of using Yerinin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O platformun her yerinin aranmasını istiyorum. Oraya gidelim.
And I want every inch of that platform searched. Let's get up there.
Bu arada olay yerinin rock yıldızı bendim.
The scene where I was a rock star, by the way.
O zaman uyu ve tam yerinin rüyasını gör.
Then knock yourself out and dream up his exact location.
İşaretli bir park yerinin olmamasını?
The fact that you don't have a marked parking place?
O sırada her yerinin dövmeli olduğunu fark ettim.
And that's when I noticed, she's all blasted full of tattoos.
Askerler! Bütün silahlarınızı kalp yerinin sağına yönlendirin.
Marines, concentrate firepower to the right of where the heart would be.
Ona, Çavuş Brodynin Afganistandaki yerinin Nazir tarafından sızdırıldığını söyle.
Tell him Sergeant Brody's location in Afghanistan was intentionally leaked by Nazir.
Çalışanların takdir ettiğini hissediyorsun. İşaretli bir park yerinin olmamasını?
You sense that the employees appreciate the fact that you don't have a marked parking place?
Dün akşam 40 kişinin öldüğü ve yaralandığı olay yerinin dışında bulunuyorum.
I'm out on the scene where over 40 people have either died or were injured yesterday.
Van Nessdeki araba park yerinin 10. bölümünde.
The parking garage on 10th and Van ness.
Askerler! Bütün silahlarınızı kalp yerinin sağına yönlendirin.
Concentrate firepower to the right of where the heart would be. Marines.
Partinin yerinin değiştiğiyle ilgili bir mail aldım.
I got an e-mail about the party changing locations.
Yerleşim yerinin ışıkları söndü
Spotted the lights of the settlement came down
Ayrıca kalacak yerinin olmadığı için de üzgünüm.
And I'm sorry that, uh, you don't have a place to live.
Erkeğin uyuma yerinin sükunetine çekiliyorlar.
They retreat to the tranquility Of the male's sleeping hut.
Binme yerinin diğer tarafında, evet.
On the other side of that ride, yeah.
Çalışma yerinin kamerasını hazırladık.
We made your workspace camera-ready.
Yerinin bunun için yeterince güvenli olduğunu düşünüyor musun?
Do you think your place is safe enough for this?
Daima yerinin hatırlatılması gerekirdi.
You always did need to be reminded of your place.
Yani olay yerinin yakınında bile değilmiş.
So he was nowhere near the scene.
Results: 221, Time: 0.0604

Top dictionary queries

Turkish - English