Examples of using Yoksunuz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bizim için, Polonya için, yoksunuz.
Ulusal Üniversite Amigolar Birliği'' nin tüzüğündeki sekizinci maddeye göre yoksunuz.
Siz yoksunuz.
Olmaz, siz ve oğlunuz listede yoksunuz. Kayıt olmak için oraya gittiğimde, Joshua… hakem oradaydı ve dedi ki.
Ama listemde yoksunuz. Gazetelerde adınızı
Markman, güvenlik gerekçesiyle planı bilen tek kişiydi ve CIAe göre siz yoksunuz.
Ulusal Üniversite Amigolar Birliği'' nin tüzüğündeki sekizinci maddeye göre yoksunuz.
Ulusal Üniversite Amigolar Birliği'' nin tüzüğündeki sekizinci maddeye göre yoksunuz.
Herkese yetecek norepinefrinin yokmuş, ha?
Burada diyor ki madenlerde çalışmamıza izin yokmuş.
Neler oluyor? Arabamı bulmuşlar ama Nicole yokmuş.
Tabii, sanki ellerinde… 300 yıl boyunca geliştirilmiş süper sensörler yokmuş gibi.
Öyle bir silahı kullanabilecek çok insan yokmuş.
Ne istiyor? Programda bu yokmuş.
Ne istiyor? Programda bu yokmuş, Larry.
Bu biraz ürpertici. Yok canım, ortaokul bilim fuarı projesi için çok amaçlı salonu havaya uçurduğumdan beri patlama değişkenlerini seviyorum.
Yok, aslında olay haberlere çıktı
Çünkü tecrübelerime göre erkekler pantolonları yokken daha iyi dinliyorlar. Ve sana özel şeyler
Arşivlerde yok. Elbette internette de bir şey bulamadım.
Yapacağımız şu; ışıkları kapatacağız evde yokmuş gibi yapacağız ve saklanacağız… Jakuzide.