Examples of using Zayıfmış in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Doğduğunda çok zayıfmış ve neredeyse ölecekmiş.
Çok kısa ve zayıfmış.
Doğduğunda kalbi çok zayıfmış.
Lucy, kalbinde bir sorun varmış çok zayıfmış ve.
Bu kürekçi çok zayıfmış.
Doktorla konuştum… dediğine göre çocuğun kalbi zayıfmış.
Sizinki, benimkinden zayıfmış.
Söylentiye göre sürü zayıfmış.
maalesef çok zayıfmış.
Öyle görünüyor ki, Alhambra bir paçavra kadar narin ve zayıfmış!
Testlere göre karaciğer fonksiyonları çok zayıfmış.
Neden hep toplum içinde zayıfmış gibi davranıyor?
Savaşma ruhun çok… Zayıfmış!
Doktorla konuştum… dediğine göre çocuğun kalbi zayıfmış.
Çocuklardan birinin, senin gibi, kalbi zayıfmış.
yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.
Bu siyah aygırlara, yaşlıymış, gençmiş, zayıfmış, şişmanmış,… yürüyenmiş, dizlerinden aşağısı buruşuk bir çift bacağa sahipmiş, fark etmez.
Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.
yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.
yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.