ZEHIRLEDILER in English translation

Examples of using Zehirlediler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onları zehirlediler. Efendim.
Sir. They have poisoned it.
Gökyüzünü zehirlediler!
Poisoned the sky!
Onu zehirlediler.
She's been poisoned.
Song Kasabasında hapis, onu zehirlediler.
Trapped in the Song Village; she's been poisoned.
Tüm eşlik edenleri zehirlediler!
All the escorts have been poisoned!
Seni zehirlediler.
You were drugged.
Doğum günü pastanızı zehirlediler.
Your birthday cake has been poisoned.
Yosunlar aşırı sıcaklar sayesinde aşırı miktarda çoğaldılar, ve suyu zehirlediler.
Algae thrived in the extreme heat, poisoning the water.
Bao Japonlarla işbirliğini red etti suçu zorla kabul ettirip onu zehirlediler.
Bao objected the cooperation with Japanese, he was forced to admit guilty and was poisoned.
Ü stadı mızı zehirlediler!
They have poisoned our master!
Bebeğimi zehirlediler.
Poisoned our baby.
Diğerleri kendilerini zehirlediler.
Others poisoned themselves.
Pilotu zehirlediler.
Drugged the pilot.
Radyoaktif… endustriyel atik… kimyasal silahlar bizi zehirlediler.
Radioactivity… industrial waste… chemical weapons have poisoned us.
Benim babamı da zehirlediler.
They killed my father, too, with poison.
Uyutmadılar, cıva ile beslediler… zehirlediler.
Kept him from sleep, fed him quicksilver… poison.
Seni bana karşı zehirlediler.
They have poisoned you against me.
Onu zehirlediler.
He was poisoned.
Dört çocuğumu öldürdüler. Oğlumu zehirlediler, kızım intiharı seçti.
Four children murdered… my son poisoned, my daughter do the suicide… her husband in Siberia.
Kanımı koyulaştırdılar. Kalbimi zehirlediler.
Poisoned my heart, thickened the blood.
Results: 86, Time: 0.0252

Top dictionary queries

Turkish - English