ZEVKLERIM in English translation

tastes
lezzet
zevk
tadı
tat
tadımlık
pleasure
zevk
memnun
keyif
haz
memnuniyet
tatmin
şerefi
mutluluk
keyfi
rızasını
taste
lezzet
zevk
tadı
tat
tadımlık

Examples of using Zevklerim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Zevklerim basittir.
My taste is simple.
Zevklerim için biraz az… ama kötü değil.
A little short for my taste… but not bad.
Emin ol, zevklerim olgunlaştı.
I assure you, my tastes have matured.
Aslında Bayan Fletcher, edebiyat zevklerim Vonneguttan Hesseye kadar uzanıyor.
Well, actually, Mrs. Fletcher, my tastes in literature run from Vonnegut to Hesse.
Bütün zevklerim.
All my luxury.
Doğal olmayan'' denilebilecek zevklerim olduğunu söyleyebilirim ama bazı estetik ilkelerim var.
I may have what are called"unnatural" tastes, but I do have some aesthetic principles.
Benim, zevklerim seninki kadar modern değil, ama güzel bir Giacomettiye ve biraz Mondriana sahibim.
My tastes are not as modern as yours, but I have got a nice Giacometti, and some early Mondrian.
benim kendi kişisel zevklerim var, oh, onlar vahşi batı rüzgar gibi.
my own personal tastes, oh, they run wild like the west wind.
Son tanıştığımızdan beri. Umarım umursamazsın benim zevklerim biraz daha sofistike oldu.
My tastes have gotten a bit more sophisticated since we last met. I hope you don't mind.
demek istediğim sadece, zevklerim var, hepsi bu. Ben daha pek çok erkek sizin gibi açık sözlü can atacak olsa
I just have different tastes, that's all. Well, I only meant that, uh, who would be thrilled
Şey, demek istediğim sadece, pek çok erkek sizin gibi açık sözlü bir kadınla yatağa girmek için can atacak olsa bile benim farklı zevklerim var, hepsi bu.
I only meant that while I'm sure many men would be thrilled… to find themselves in bed with such a forthright woman as yourself… I just have different tastes, that's all.
demek istediğim sadece, pek çok erkek sizin gibi açık sözlü zevklerim var, hepsi bu.
who would be thrilled I just have different tastes, that's all.
Hayata dair ince zevkleri vardı, akşam yemeğinde kuş yemek gibi.
He has a taste for finer things in life, including bird for dinner.
Zevkini takdir ediyorum, ama şimdi Lorene bize lazım.
I vastly admire your taste, but we really need Lorene now.
Benim zevkim bu değil.
This isn't my taste.
O zevke erişemedim ama hesaplarıma göre sevimli biriydi.
Never had the pleasure but by all accounts he was charming.
Kendini zevke veren dul kadınsa daha yaşarken ölmüştür.
But she who gives herself to pleasure is dead while she lives.
İnsanların zevkleri belirli kültürel deneyimlerine bağlı olarak değişir.
Taste is an individual's preference Based on their specific cultural experience.
Benim zevkime göre idam mangasına gereğinden fazla benzemeye başladı kardeş.
It's starting to look a bit much like a firing squad for my taste, bro.
Hasta zevkleri için cinsel suçların davalarına gelir.
He just goes to sex offense cases for his sick taste.
Results: 58, Time: 0.0376

Top dictionary queries

Turkish - English