ZIHNIMIN in English translation

my mind
aklımı
zihnimi
kafamı
fikrimi
beynim
verdim
düşüncelerimi
my head
kafamı
başım
aklımdan
beynim
kellemi
zihnimi
basim

Examples of using Zihnimin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Zihnimin en karanlık köşesi… Canavara ayrılmış vaziyette.
The darkest part of my mind is reserved for The Beast.
Zihnimin en karanlık köşesi… Canavara ayrılmış vaziyette.
Is reserved to The Beast. The darkest part of my mind.
Zihnimin merkezine mükemmel uykunun bir görüntüsünü yansıt.
Project an image of perfect sleep into the centre of my mind.
Zihnimin gerisinde bir yerlerde bilmem gerekirdi.
I must have known. Somewhere in the back of my mind.
Bana zihnimin oynadığı bir oyun. Bilmiyorum.
I don't know. My mind's playing tricks on me.
Bana zihnimin oynadığı bir oyun. Bilmiyorum.
My mind's playing tricks on me. I don't know.
Ay boyunca,… seni zihnimin en karanlık köşelerine ittim.
Three months of pushing you back into the darkest corners of my mind.
O düşünce benim zihnimin karşısından geçti.
That thought crossed my mind.
Yani sıradan radikal mi, ben mi radikalim, yoksa zihnimin radikali mi?
So is it regular radical, me radical or me-out-of-my-mind radical?
Ve sen benim zihnimin kilidini açtın.
And you unlocked my mind.
İnatçılığınızı alkışlıyorum, Dr. Barnes ama zihnimin en ücra köşelerini taradım
I applaud your persistence, Dr. Barnes, but I have searched the far corners of my mind, and I'm not hiding anything,
O daima orada olacak, zihnimin içinde şarkılar söyleyerek… O yalnızca bir insan… İşte kendin söyledin.
You said yourself, singing songs in my head… He will always be there, He was nothing but a man.
Bir masada yatıyor… doktorların, zihnimin, yarattıkları kabuğa nasıl uymadığıyla ilgili… konuştuklarını dinliyordum.
I was lying on a table… listening to doctors talk about how… my mind had not meshed with the shell… that they had built.
Bir masada yatıyor… doktorların, zihnimin, yarattıkları kabuğa nasıl uymadığıyla ilgili… konuştuklarını dinliyordum.
Listening to doctors talk about how my mind had not meshed with the shell that they had built. I was lying on a table.
Bir masada yatıyor… doktorların, zihnimin, yarattıkları kabuğa nasıl uymadığıyla ilgili… konuştuklarını dinliyordum.
That they had built. I was lying on a table, listening to doctors talk about how my mind had not meshed with the shell.
Zihnimin kapalı olduğunu düşünebilirsin
You may think my mind is closed,
Aramızdaki bu küçük sohbetler bana her zaman keyif veriyor ve zihnimin rahatlamasına yardımcı oluyor.
These little chats of ours always bring me great joy and serve to ease my mind.
Ama şimdi… Şimdi… zihnimin köşelerinde bir şey var.
Something just, just… And now… Now, there's… just on the… edges of my mind.
Ama şimdi… Şimdi… zihnimin köşelerinde bir şey var.
Just on the… edges of my mind. something just, just… And now… Now, there's.
Galiba zihnimin gerilerinde bir yerde, güzel bir sürpriz umuyordum. Çünkü buradaki sürprizlerin çoğu nahoştur.
I guess in the back of my mind I was hoping for a pleasant surprise because around here most of them are unpleasant.
Results: 88, Time: 0.0344

Top dictionary queries

Turkish - English