Examples of using Zulmetmiş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zulmetmiş nice kenti/medeniyeti biz kırıp geçirdik ve arkalarından başka bir topluluk oluşturduk.
Onların, bu dünya hayatında yapmakta oldukları harcamaların durumu, kendilerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerini vurup da mahveden kavurucu bir rüzgarın durumu gibidir.
Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler:'' Neredeydiniz siz?
Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken,
Zulmetmiş nice kenti/medeniyeti biz kırıp geçirdik ve arkalarından başka bir topluluk oluşturduk.
Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler:'' Neredeydiniz siz?
gene kötülüğe dönersek gerçekten de zulmetmiş oluruz artık!
Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
doğrusu zulmetmiş oluruz.
Rabbimiz, bizi buradan çıkar, gene kötülüğe dönersek gerçekten de zulmetmiş oluruz artık.
Içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
doğrusu zulmetmiş oluruz.
Allah onlara zulmetmemişti, ama onlar kendilerine yazık ediyorlardı.
Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.
Allah onlara zulmetmemişti, ama onlar kendilerine yazık ediyorlardı.
Zulmedenler, yakında nasıl bir devrime uğrayıp devrileceklerini bileceklerdir!
Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.