VARDI - übersetzung ins Deutsch

hatte
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
es gab
var
olacak
da
orada
burada
çünkü
var
geldi
i̇şte
şurada
yanında
içinde
dışarıda
noch
daha
henüz
başka
var
bile
yine
tekrar
hiç
şimdilik
şey
besaß
sahip
var mı
vardır
sahibi olmak
elinde
dort
orada
burada
şurada
yerde
herrschte
var
hükmetmek
yönetmek
vardır
egemen
hüküm
hatten
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
hat
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
haben
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
es gibt
var
olacak
gibt es
var
olacak

Beispiele für die verwendung von Vardı auf Türkisch und deren übersetzungen ins Deutsch

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bana 10 bin dolar borcu vardı.
Er schuldete mir noch zehn Riesen.
Pentagonun UFO aktivitesini izlediğine dair yeni, büyüleyici kanıtları vardı.
Der faszinierende neue Beweise für die Ufo-Beobachtung des Pentagons besaß.
Hayır. Başkasını işaret eden bir DNA testi vardı.
Es gab einen DNA-Test, der auf jemand anderen hinwies. Nein.
Kardeşler olarak hep bir rekabet vardı.
Unter den Brüdern herrschte immer Konkurrenz.
Seninle tanışmadan önce de bir hayatım vardı.
Ich hatte ein Leben vor dir.
Philip Stansbury ile ilişkiniz vardı, değil mi?
Sie und Philip Stansbury hatten eine Affäre, richtig?
Sağ ol. Örümcek vardı.
Danke. Da waren Spinnen.
Anneler de vardı.
Die Mütter waren auch dort.
Sadece diğerine ihtiyacı vardı.
Er brauchte nur noch den anderen.
Baba annemin bir çiftliği vardı.
Meine Großmutter besaß einen Bauernhof.
Evet. Daha derin sorunlar da vardı.
Ja. Und es gab tiefer gehende Probleme.
Ve sana vermek istemiştim. Oyuncak bir kuklam vardı.
Ich wollte es dir geben. Ich hatte eine Puppe.
An8} Çok fazla kavga ve nefret vardı.
An8}Es herrschte Zwietracht und Hass.
Kennynin kuzeninde vardı numaran. Kennynin kuzeni?
Kennys… Cousin hat die Nummer.- Kennys Cousin?
Onların ilişkileri vardı, Michael. Romantik bir ilişki.
Sie hatten eine Beziehung, Michael, eine romantische Beziehung.
Ah, gökyüzünden gelen bir asker vardı.
Äh, da war noch ein Soldat.
Geri gittiğimde sadece biri vardı.
Als ich zurück kam, war nur einer dort.
Üzerinde de adının kazındığı bir mezar taşı vardı.
Auf dem ihr Name stand. Da war auch ein Grabstein.
Sunnynin ısırmaktan hoşlanmadığı çok az şey vardı.
Es gab nichts, in das sie nicht gern biss.
Benim sadece M16m vardı.
Ich hatte nur eine M16, keinen Panzer.
Ergebnisse: 32901, Zeit: 0.049

Top Wörterbuch-Abfragen

Türkisch - Deutsch