ALAKALI - превод на Български

става въпрос
ilgili
konu
alakalı
mesele
bahsediyoruz
mevzu
свързано
ilgili
alakalı
bağlantılı
bağlı
hakkında
ilişkili
ilgisi
bir ilgisi
ilintili
става дума
alakalı
mesele
ilgili
bahsediyoruz
söz konusu
mevzu
sözkonusu
mevzubahis
mı bahsediyoruz
е
olduğunu
bir
çok
ise
değil
da
şey
peki
durumda
en
общо
toplam
alakası
ilgisi
ortak
genel
ilgili
bir ilgisi
има
var
olduğunu
sahip
bir vardır
sorun
bir
във връзка
ilgili
bağlantılı
ilişkili
alakalı
bağlamda
arasında
bağlı
temasta
за това
bu
buna
böyle
konusunda
şey için
şeyi
няма
yok
hiç
asla
olmaz
hiçbir
olmadığını
hayır
artık
falan yok
kimse
уместно
uygun
doğru
alakalı
iyi
yerinde
münasip

Примери за използване на Alakalı на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Benimle alakalı hiçbir şey yok.
Това няма нищо общо с мен.
Normallikle alakalı bir şey söylemedim zaten.
Не бих казала, че има нещо нормално в мен.
Beynin nasıl çatıya benzediğiyle alakalı kişisel teorim.
Моята лична теория как мозъкът е като таван.
John, bu onunla alakalı değil.
Джон, не става дума за това.
Bu senle ve senin nasıI hissettiğinle alakalı değil hayatım.
Не става въпрос за теб и за това как се чувстваш, скъпа.
Ama Wendy hakkında öğrendiğimiz her şey onun bir anne olmak istemesiyle alakalı.
Но всичко, което знаем за Уенди е свързано с желанието й за майчинство.
Morning ile alakalı. Gerçekte kaç yaşında olduğuyla.
Относно Морнинг, за това на колко е всъщност.
Bu şeyin seninle alakalı olduğu konusunda, acaba neden şüphe duyuyorum?
Защо ли подозирам, че ти имаш нещо общо с това?
İşle alakalı bir şey?
Нещо във връзка с работата?
Hayır, senin iyi kalbinle alakalı.
Не, за твоето добро сърце е.
İnsan doğasını değiştirmeye çalışmakla alakalı değildir.
Не става дума да се опитваме да променим човешката природа.
Bu durum aslında yine feminizmle alakalı.
Пръст в това отново има феминизмът.
Demiştim… ona güvenmeyin bu kurtarılmakla alakalı değil.
Казах ти да не му вярваш. Той няма нужда от спасение.
Bu parayla almadığın şeye güvenmeyen kendine olan güvensizliğine alakalı.
Става въпрос за несигурността, не се доверяваш, ако не можеш да го купиш.
Filminizin hiçbir şeyi ile alakalı olmak istemiyoruz'' imiş.
Не искаме да имаме нищо общо с филма ви.".
Eğitim ile alakalı önemli bir karar alacağına da işaret olabilir.
Други ще вземат важно решение във връзка с образованието си.
Alakalı değil.
Gördükleriniz ile alakalı, mantıklı bir açıklama olduğunu söylemek istedim.
За да ви кажа, че има логично обяснение за това, което сте видяла.
Hepsi motivasyonla alakalı.
За мотивация е.
Bu bir eğlence. Eğlenceyle alakalı değil, Bay Paris.
Не става дума за веселие, мистър Парис.
Резултати: 879, Време: 0.1115

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български