Примери за използване на Anson на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Leslie Stokes ve kardeşi Anson.
Dinle beni Anson.
Anson denen kasabadan bahsetti mi sana?
Anson değil?
Sence sahiden de Anson ile beraber mi çalışıyor?
Anson. Seni seviyorum.
Anson ile daha fazla çalışmak zorunda kalmanı istemediğini söyledi.
Anson kapıyı görebiliyor olmalı.
Çocuklar Anson ihtimalini üç daireye kadar indirmişler.
Şansın da yardımıyla şu anda Anson sorunumuzu hallediyor olmalı.
Anson kazadan sorumlu olmayabilir.
Anson, başkentteki bir avukata para gönderiyor.
Atlantic Cityye varıp Anson ile Natei öldürmek için tonla zamanı oldu yani.
Sam, az sonra Anson ile buluşacağım ve sen bana elimde hiç koz olmadığını mı söylüyorsun?
Anson, Trentin yerini öğrendi.
Benimle karşılaşana değin Anson Fullerton, uluslararası komplolar kuran, yüzlerce harekatçı çalıştıran,
Anson, şu anda odaklanmanın zor olduğunun farkındayım.
Fakat Anson, ona bazı şeyler öğretmiş.
Bay Ansona da bir tane.
Gördüğün gibi Ansona ihtiyacımız yok.