Примери за използване на Bütün gün на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bütün gün bebeğe ben baktım.
Bütün gün, hava alanı kayıtlarında Albay Ryanın izini aradım.
Yani zanlı Rodgersı boğmadan önce onu bütün gün canlı saklamış.
Söylediğinizin aksine bütün gün evde değilmişsiniz.
Demiştim! Bütün gün… sadece boş ihbarlarla uğraştık.
Bütün gün uyudun.
Bütün gün bir şey yemedim.
Sen de bilirsin, çeneler bir düştü mü bütün gün kapanmak bilmez.
Eh, bütün gün.
Bütün gün randevularım var.
Bütün gün birlikte olamayacağımızı biliyorsun değil mi?
Bütün gün ağzından çıkan tek doğru laf bu.
Evet, bütün gün böyleydi zaten.
Enformasyon Bakanı bütün gün Führerin inziva yerinin havadan görüntüleriyle yayınını yapılmasını istedi.
Bütün gün izinli değilim.
Bütün gün ben bunu yapıyorum.
Bütün gün yataktan çıkmak yok ve sana ben bakacağım.
Brian bütün gün sette olacağını söyledi.
Bütün gün özellikle gece çok hareketli.
Bütün gün soğuk park sıralarında oturup,