Примери за използване на Botun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sadece botun parçaları var.
Botun sahibini buldum.
Şu botun üzerindeki yazıyı görmedin mi?
Botun altına sıkışmış… ve bütün şehri gezmiş.
Benim görüşüm, suç laboratuarı ağı botun çok yakınına attı.
Evde bir tane, burada da iki tane botun var zaten.
Tadiçin sözleri Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Botun Perşembe günkü Belgrad ziyaretiyle çakıştı.
Yunusa bu kadar yaklaşmışken ekip farklı bir teknik deneyerek botun arkasına bir su altı kamerası yerleştiriyor.
Fotoğrafa bir baktı ve dedi ki,'' bu iki botun numaralarının birbirinden farklı olduğunu fark etmediniz mi?''.
Bize ormanda rastgeliyorsun, botun da var, Ve onu kullanmamıza izin vereceksin?
bizi aynı botun içine koyuyor.
Ama daha sonra Emmettle birlikte Malin Head limanına vardığımızda botun ön tarafında siyah bir salgı gördüm.
104 motopomp ve 34 botun katılacağı ifade edildi.
Basit tut. Bir fıkrayla başla. Sonra, sen ve botun, Yeni Zelandaya dört saatlik gezinize gidebilirsiniz.
Bir keresinde, Donegaldaki Malin Head yakınlarında bir köpekbalığı kuyruğuyla botun kenarına vurdu;
Fakat sadece tek bir bot birkaç yüz metre ötedeki bir yunus grubuna yaklaşırken ortaya çıkar, yunuslar ıslık çalmaya başlar, yaptıkları şeyi bırakırlar, daha bir arada bir grup oluştururlar, botun geçip gitmesini beklerler, ve sonra normal hayatlarına dönerler.
Botu özlemişim.
Botu göremiyorum artık.
Bot boşaldı.