Примери за използване на Düğmeye на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Saat yüzü görünümünde, antrenman ve toparlanma ekranını görene kadar sağ alt düğmeye basın.
Uyarmak için düğmeye basayım… Asansörü kast ettim.
Joy, ben açılın deyince kırmızı düğmeye bas.
Ben teorik fizikçiyim. Ama bu düğmeye bastığımda neler olacağını göreceğim.
Pamuk ıslanır ıslanmaz ağırlaşacak ve kendiliğinden düğmeye basacak.
Bunun için yapılması gereken tek şey ise bir düğmeye basmak.
Arkadaki dairesel paneli açıp küçük düğmeye basman gerekiyor.
Küçük bir ip ucu-- asansörün çalışması için düğmeye basmalısın.
Naçizane bir öneri; bir kıkırdama duyduğunuza ve şelale gördüğünüzde yeşil düğmeye basarsanız iyi edersiniz.
Görevli şöyle bir bana baktı, düğmeye bastı ve bahsi oynamış oldum.
Peki, miden bulanırsa bileğindeki bu düğmeye bas.
Size bir ipucu vereyim. Asansör düğmeye basarsanız çalışır.
O zaman bu düğmeye basıp gününü gösteririm ona.
Bombayı yaptım, vücuduma bağladım ve düğmeye bastım.
İkinizden biri kaçmaya çalışırsa tam şuradaki düğmeye basarım.
Hazır olduğunda buradan bak. Sonra da bu düğmeye bas.
Jorge, o kırmızı düğmeye dokunma.
kaybediyorsun…-… o yüzden bas şu lanet düğmeye.
Asansöre bindik bir düğmeye bastık.
Düğmeye basacak mısın?