Примери за използване на Dirsek на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dirsek yok, arkadan yumruk atmak yok.
Dirsek, hakem!
Bilekler, dirsek, kırık dizkapağı, koksiks.
Onun tehlike düşüncesi, dirsek yaması yapılmamış bir ceket idi.
Dirsek makarna yanında acı biber,
Diz pedleri, dirsek pedleri, omuz pedleri;
Dirsek ve diz bir bütün!
Dirsek ağrısı hayatınızdaki değişimlere karşı çıkmaya çalıştığınız için olabilir.
Buna'' Yüzdeki dirsek'' denir. Çok çok etkilidir.
Şerif, senin dirsek yine haklı çıktı gibi gözüküyor.
İşte, dirsek kemiği kavisli.
Kol ve dirsek kemiklerinde bir sürü yanlamasına darbe izi var.
Dirsek Koruyucular, pahalı olmayan,
Yani dirsek ve çene kemiğindeki hasara aynı silah mı sebep oldu?
Dirsek kemiğinde ince bir kırık var ve orta şiddette sarsıntı geçirmiş.
Kollarınızı sıyırın. Dirsek üstüne kadar gelsin.
Şu dirsek dönüşüne baksana.
Yüzüme dirsek attı ve kimse bunu söylemedi.
Seni hiç dirsek çukurundan öpmüş müydüm?
Numara dirsek attı.