Примери за използване на Ekmeğe на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bunların bir kısmını alıp, ekmeğe koyacağız.
Evet, herkesin tereyağlı ekmeğe ihtiyacı vardır.
Çok aç değilim,… ama bir parça kızarmış ekmeğe hayır demem.
Buradaki balık ekmeğe gelmez.
Sadık kalacağının bir işareti olarak ekmeğe dokunarak kayınvalidesinin çevresinde üç defa dönüyor.
Hayvanları ete, tahılı ekmeğe dönüştüren ateş nimetini bize kim sundu?
bira ekmeğe dönüşmüştür.
bunlar yoksullara gidecek…-… ama şu ekmeğe dayanamıyorum.
Ama işe, ekmeğe, barışa kalkınmaya ihtiyacı olan bu insanlara zenginlik ve şöhret vaat etmek ahlaki ve sosyal açıdan ne kadar doğru acaba?
hayata getirmek olan maya bir başka görevi olan hamuru ekmeğe çevirme işlemini bitirmek için, hayatını vermesi lazım.
Ekmekle soğanı seversin sen.
Arı ekmeğini arı, kolonisi için temel protein kaynağı olarak kullanılır.
Gündelik ekmeğimizi bize bugün ver;
Rossi, ekmeğin var mı hiç?
Ekmekle patates kızartması, ödülüm bu mu?
Yanına ekmekle turşu da ister misin?
O, kızarmış ekmekle geliyor Don. Ekmek kolon için iyi değil.
Sence tarçınlı ekmekleri mi var?
Eğer biraz ekmeğiniz ve suyunuz varsa?
Ekmekle birlikte koyun eti, patates ve lahana efendim.