Примери за използване на Endişelenme на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Endişelenme. Seni diğer tarafta bekleyeceğim!
Endişelenme, bu işe yarayacak biri bunu görecek
Endişelenme. Seninle daha gerçekçi şeyler yapacağız.
Baba endişelenme. Ben onu ararım.
Endişelenme, seni neşelendirecek bir şeylerim var.
Endişelenme, Iolaus. Demircide yardıma ihtiyacın olduğunu biliyorum.
Endişelenme Nak onlara sana yardım edeceğimi söyledim.
Endişelenme, Sheldon.
Endişelenme, Eminim ki karın yada kızında senden bişeyler duymak ister.
Endişelenme, bebeğim, bende daha var.
Tamam, bak, endişelenme Hales tamam mı?
Endişelenme, durumu stabil ama Chicago Hastanesinden travma cerrahı çağırdık.
Endişelenme, sana her ay panzehir vereceğim.
Evet, endişelenme. Lisa bana çoktan söyledi, hiç bir şey bilmek istemiyor.
Onlar sevimsiz görünüyor. Ama endişelenme, onlar senden farklı değiller.
Endişelenme. Herşey yoluna girecek, tamam mı?
Annem için endişelenme o benim sorunum.
Endişelenme baba o yedi haftayla ilgili değildi.
Hala vücudumdan biraz kıkırdama atmaya çalışıyor olabilirim ama endişelenme.
Endişelenme. İyiyim ben.