ENDIŞELENME - превод на Български

не се тревожи
merak etme
endişelenme
endişe etme
üzülme
dert etme
meraklanma
kafana takma
korkma
kaygılanma
sorun değil
не се притеснявай
merak etme
endişelenme
dert etme
endişe etme
üzülme
endişelenmene gerek yok
sorun değil
meraklanma
korkma
çekinme
спокойно
sakin ol
sakin
merak etme
endişelenme
rahatla
rahat
huzurlu
sorun yok
sessiz
tamam
не се безпокой
merak etme
endişelenme
endişe etme
dert etme
üzülme
endişelenmene gerek yok
zahmet etme
telaşlanma
sorun değil
meraklanma
не се бой
korkma
endişelenme
merak etme
çekinme
не се страхувай
korkma
endişelenme
çekinme
endişe etme
maalesef
korku yok
не се вълнувай
heyecanlanma
endişelenme
heyecan yapma
не се притеснявайте
merak etmeyin
endişelenmeyin
endişe etmeyin
çekinmeyin
üzülmeyin
dert etmeyin
korkmayın
endişelenmenize gerek yok
sorun değil
zahmet etmeyin
не се тревожете
merak etmeyin
endişelenmeyin
endişe etmeyin
üzülmeyin
dert etmeyin
korkmayın
meraklanmayın
sorun değil
tasalanmayın
не се безпокойте
merak etmeyin
endişelenmeyin
endişe etmeyin
dert etmeyin
sorun değil
zahmet etmeyin
kaygılanmayın
üzülmeyin
korkmayın
meraklanmayın
не се безпокои
не се вълнувайте

Примери за използване на Endişelenme на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Endişelenme. Seni diğer tarafta bekleyeceğim!
Не се безпокой, ще те чакам от другата страна!
Endişelenme, bu işe yarayacak biri bunu görecek
Не се страхувай, ще успеем и някой ще я види.
Endişelenme. Seninle daha gerçekçi şeyler yapacağız.
Не се бой, теб ще науча на истински бой..
Baba endişelenme. Ben onu ararım.
Татко, не се притеснявай, аз ще й се обадя.
Endişelenme, seni neşelendirecek bir şeylerim var.
Не се притеснявайте, имам с какво да ви ободря.
Endişelenme, Iolaus. Demircide yardıma ihtiyacın olduğunu biliyorum.
Спокойно, Йолай, знам, че ти трябва помощ в ковачницата.
Endişelenme Nak onlara sana yardım edeceğimi söyledim.
Не се безпокой, Нак, казах им че ще ти помогна.
Endişelenme, Sheldon.
Endişelenme, Eminim ki karın yada kızında senden bişeyler duymak ister.
Не се страхувай. Сигурно жена ти и дъщеря ти ще се радват да те чуят.
Endişelenme, bebeğim, bende daha var.
Не се бой, бейби, има още.
Tamam, bak, endişelenme Hales tamam mı?
Добре, виж, не се притеснявай Хейли, ОК?
Endişelenme, durumu stabil ama Chicago Hastanesinden travma cerrahı çağırdık.
Не се тревожете, стабилизиран е, но ние извикахме хирург за травмата от Чикаго Мед.
Endişelenme, sana her ay panzehir vereceğim.
Не се притеснявайте, аз ще ви давам антидота всеки месец.
Evet, endişelenme. Lisa bana çoktan söyledi, hiç bir şey bilmek istemiyor.
Спокойно, Лиса каза, че не иска да знае нищо.
Onlar sevimsiz görünüyor. Ama endişelenme, onlar senden farklı değiller.
Изглеждат стряскащо, но не се безпокой, те не са по-различни от тебе.
Endişelenme. Herşey yoluna girecek, tamam mı?
Не се страхувай, всичко ще бъде наред?
Annem için endişelenme o benim sorunum.
Не се притеснявай за майка ми, тя си е мой проблем.
Endişelenme baba o yedi haftayla ilgili değildi.
Не се бой, татко не бяха тези за 7-те седмици.
Hala vücudumdan biraz kıkırdama atmaya çalışıyor olabilirim ama endişelenme.
Може и да не съм изкарала целия"чкал" от тялото си, но не се вълнувай.
Endişelenme. İyiyim ben.
Не се тревожете, добре съм.
Резултати: 2110, Време: 0.1048

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български