Примери за използване на Fidyeyi на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
İmkansız olanı fidyeyi alıp bu işten yırtmak.
Bay Stonea fidyeyi bırakma vaktinin geldiğini söyleyin.
Arabada fidyeyi beklerken bebek arka koltukta battaniyeye dolanıp boğuluyor.
Bu, fidyeyi hazırladıktan sonra bir gecede ortadan kaybolan polis dedektifi.
Fidyeyi getireceğiniz yeri söyleyeceğim ve hakaret edeceğim!
Jack fidyeyi almaya gitmeden önce kapıyı kilitlediğini söylemişti.
Ve fidyeyi kazıp çıkarmak?
Lindbergh, Condonu fidyeyi teslim etmesi için kullanmayı planlıyor.
Yarın fidyeyi teslim etmek için sizi ararım.
Fidyeyi öde.
Diğer bir deyişle, fidyeyi ödeme taraftarısın.
Kimse fidyeyi teslim almadı. Bu ve diğer sebeplerden ötürü bu davadaki kaçırılma olayının paravan olduğuna inanıyoruz.
Dolabınızda, sizin kendi el yazınızla, fidyeyi ödeyen adamın yani Dr. Condonun adresi bulundu.
Sen kaçıranın Latifi yanlışlıkla öldürüp fidyeyi bu yüzden almadığını düşünüyorsun.
Baban fidyeyi ödeyinceye kadar seni burada tutacağız, daha sonra evine gidebilirsin.
Soygun, adam kaçırma ama neden fidyeyi ödeyecek insanları öldürsünler ki?
sen de fidyeyi ödedim dersin para da sende kalır.
Fidyeyi nakit ödeyebiliriz ama işten parayı çekersek birleşme gerçekleşmez.
Kaçırılma olayını Ekvador Özgürlük Cephesi üstlenmişti fidyeyi ise topladığı bağışlarla Eleanor Finchin ödediği sanılıyor.
Fotoğrafta, LaMarca bebek öldürmekten tutuklanırken görünüyor. Bebek, LaMarca fidyeyi alırken bebek boğularak ölmüştü.