Примери за използване на Frene на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Frene bas ve sağa kır!
Sanırım'' frene'' demek istediniz!
Yani frene bastığımda araba'' Şurada enerji varmış, alıyorum.
Ve ben… Ben frene basıyorum.
Eğer frene basmasaydın çok daha ucuza gelirdi, ha?
Frene dokunmamış bile.
Yavaşlamak için frene basıyorduk hatırladın mı? Frene bas!
Ne yaparsan yap, sakın frene basma.
Yani birisi frene basmış.
Kayarsan, sakın frene basma!
Albay tam zamanında frene basıp onu kurtardı.
Gaz pedalını bırak ve yavaşça frene bas.
Dur işaretine gelmeden yarım blok önceden frene basmaya başlamalısın.
Basabildiğim kadar basıyorum frene!
Chris, sendika aidatını ödemiş mi bak. Sonra jant kapağını çıkar, frene bak.
Yavaşlatmak istediğinde, suradaki frene basarsın… veyavaşlar.
soruşturma onun frene hiç basmadığını ortaya çıkardı.
Yapma oğlum, durdur şunu, frene falan bas!
Dikkat et doktor, frene basacağına onu sökebilir.
Sol ayakla frene basma.