Примери за използване на Gülümser на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Her zaman gülümsersek hayat da bize gülümser.
Atatürk ve yanındakiler gülümser.
Barkath bunu görüyor ve gülümser.
İnsanlar mutlu oldukları zaman gülümser.
Kader bazen gülümser.
Ve sadece gülümser.
Gülümsediğinde, gülümsediğinde** Bütün dünya seninle beraber gülümser*.
Gülümser ve vay canına der!
Molly gülümser. Şovu onunla açmıştı.
Daha çok gülümser, daha mutlu hissederler.
Ben de gülümser, uykuya dalardım.
Orada herkes hep ürkütücü bir şekilde gülümser ve bu benim yaptığım bir şeydir.
Neredeyse her zaman gülümser.
Dalan İnsanlar Neden Sürekli Gülümser?
Broadway daima gülümser.
Önce müşterileri karşılar… sonra herkese gülümser.
Gülümser ve sana çiçek getirirdi.
Bana bakar, gülümser ve şöyle der.
Gülümser ve konuşmaya devam eder.
Gülümser ve gözleriyle iletişim kurar.