Примери за използване на Garsona на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Garsona iyi bir bahşiş bırakın. Bunu hak ediyor.
Garsona üstüne buzlu çay dökmesi için para verdim.
Geçen gün Eddie ile kahvaltı yaparken şu aptalın, yabancı garsona bağırdığını duyduk.
Gelirsen seni buraya oturtması için garsona 5 dolar verdim.
Ne olursa olsun garsona bahşiş vermeyin.
Hadi gel şu musu garsona verelim de.
Bir tanesini garsona ver.
Dün akşam onu görmeliydin. Garsona ateş püskürdü.
Ama madem öyle neden o garsona çok beğendiğini söyledin anlamadım.
Bana yardım edersen o garsona yaptığımı sana yapmam.
Bak, belki garsona anlatırsan--.
Paramızın büyük bir bölümü garsona verdiğimiz rüşvete gitti.
Ben söylerim garsona.
Garsona ne bırakırsın? Hesaptan kalanı?
Garsona göz kırpıyorsun.
Bardaki garsona barda otururken kur yapamazsın.
Kadın garsona sorar.
Garsona bakıyordum.
Şimdi arkadaki garsona bak.
Harika. Garsona söyleyeyim de bi sandelye daha getirsin.