Примери за използване на Hapsolmuş на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
bir erkeğin bedeninde hapsolmuş bir kadındı.
Bu beş sene önce çekilmiş Oliver Queenın güya bir adada hapsolmuş gerekirken.
Veya kadın… vücuduna hapsolmuş bir erkekle yattım.
Kendilerini başka birisinin vücudunda hapsolmuş hissederler.
Avrupada buzullar yüksek sıradağlara hapsolmuş durumda.
Bilirsin ben… Bir erkeğin vücudunda hapsolmuş bir lezbiyenim ve bence çok iyi anlaşabiliriz.
Şimdi George Bluthun bütün Hapsolmuş Bilgelik arşivi 4 taksitle ayda 19.95e sizin olabilir.
Yüzen bir buzdağına hapsolmuş yalnız bir kurt gibi,
Buzda hapsolmuş doğal sera gazlarının yoğunluğu kaçan ısının, gezegeni iki asır süren Buz Çağına sürüklediğini gösteriyor.
Ben yalnızca bir siyah adamın vücuduna hapsolmuş bir siyah adamım
Ama anlamlı bir hayat… Geçmişe hapsolmuş ve geleceği saplantı haline getirmiş bir insan.
Bishop, Rebecca da burada hapsolmuş gerçek biri olamaz, değil mi?
Yani yakıtla ıslanmış bir helikopterin üstünde, içinde hapsolmuş deniz akrebini,
Artık kendimi 80 yaşındaki birinin vücuduna hapsolmuş gibi hissetmeyeceksem bana uyar.
Bense, onun sadece kar ve buzdan oluşan sabit bir rotaya hapsolmuş bir küre olduğunu.
Bütün o insanları düşünsene, kendi kafalarının içinde hapsolmuş, kimi incittiklerini sorguluyorlar.
De Einstein ve Feynman tarafından Roswell Projesi yüzünden dünyayı yok etmeden önce hapsolmuş Nemesis yıldızı.
Ama ağır olanları hiç kullanmadım. Sanırım, kötü bir Disney filminde hapsolmuş gibi hissederek yaşamaktan hep çok korktum.
Yanına çok korkunç insanlar taşınmış ve kendini eve hapsolmuş gibi hissediyormuş.
Thor evrenin öbür tarafına hapsolmuş ve kendisini Asgarda geri dönerek Ragnaroku,