Примери за използване на Harun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Computer
Bay Harun ama Fink sizi eli boş gönderdiyse neden bu tablo elinizde?
Amramın çocukları: Harun, Musa, Miryam.
( Musa da gelince:)'' Ey Harun'' demişti.'' Onların saptıklarını gördüğün zaman seni( Onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?''.
Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın!
Harun Kutsal Yere girerken,
Tüm arkadaşlarınıza Harun Yahya internet sitelerini tavsiye edebilir,
bir kez bağışlatmak için verildi.›› Ve Harun RABbin Musaya buyurduğu gibi yaptı.
Ayşenin bunca zamandır‘ Ağabeyim diye bahsettiği kişinin Harun olduğunu öğrenmek Cihan için büyük bir şoktur.
kar gibi bembeyaz olmuştu. Harun Miryama baktı, deri hastalığına yakalandığını gördü.
Cihan Ayşenin Ağabeyim diye bahsettiği kişin Harun olduğunu duyunca şok olur.
Böylece Musayla Harun firavunun yanına gittiler ve RABbin buyurduğu gibi yaptılar. Harun değneğini firavunla görevlilerinin önüne attı.
Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar.
Harun, ‹‹Öfkelenme, efendim!›› diye karşılık verdi,
Levililer kendilerini günahtan arındırıp giysilerini yıkadılar. Sonra Harun onları RABbin huzurunda adak olarak adadı;
RAB ansızın Musa, Harun ve Miryama, ‹‹Üçünüz Buluşma Çadırına gelin›› dedi. Üçü de gittiler.
Öldürücü hastalık dindiğinden, Harun Musanın yanına,
Musayla Harun topluluğu kayanın önüne topladılar.
Harun RABbin Musaya söylemiş olduğu her şeyi onlara anlattı.
Sonra Musayla Harun firavuna gidip şöyle dediler:
Musayla Harun İsraillilere, ‹‹Bu akşam sizi Mısırdan RABbin çıkardığını bileceksiniz›› dediler.