Примери за използване на Inciler на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Propontis Denizinden inciler.
Boynun çok narin ama etrafındaki dizili inciler daha da narin.
Küpe ve inciler takmıştı.
Biliyorsun param yetmez ona inciler almaya** Ama bir gün vakti geldiğinde** Anlayacak nasıl bir erkek olduğumu*.
her zaman yalnızca denizin dibinde bulunabilen eşsiz inciler bırakırlar.
ülke genelinde ertesi gün onun yeni inciler duyabiliyordu.
İlkokuldan Bayan Ethel J. Banksi de gördüm her gün topuklu ayakkabılar ve inciler giyerdi.
Özellikle çok güzel bir dizimi olan inciler olabilir. Maplecrofttaki hiçbir kutuda onu bulamıyor gibiyim.
boynunda inciler olan.
çünkü bu inciler iklim değişikliğinden dolayı yok olma tehlikesi altındalar.''.
orada altın bilezikler ve inciler takınıp bezenirler ve orada, elbiseleri de ipektir.
Emin olmamamla birlikte galiba inciler çatı katında pencerenin yanındaki Emmanın sandıklarından birinde.
Okyanusun dibinde inci arayan genç bir dalgıcın hikâyesi.
Her ikisinden de inci ve mercan çıkar.
İnciler güzelmiş.
İnci, elmas, ve yakut taşları ile süslü bi taç.
Onların her ikisinden inci ve mercan çıkar.[ 35,12].
İncileri taksam mı?
İkisinden de inci ve mercan çıkar.
İnci var mı?