Примери за използване на Kışkırtmak на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Eğer Carmeni ve Janei Jennye karşı kışkırtmak istiyorsak, onlara Jennyin en zalim kraliçe olduğu ispat etmeliyiz.
İşimiz ilham vermek, kışkırtmak, harekete geçirmek ve bu sayede insanlarımıza umut vermek.
Filistinlileri ve İsraillileri başka bir savaşa kışkırtmak isteyenler başarılı olmamalı.'' şeklinde yorum yaptı.
dinlemek, kışkırtmak değil.
Almanyadaki insanları birbirine karşı kışkırtmak istediğini gösteriyor” dedi.
Ve bu bacakların, filmin konusu dışında hizmet edecekleri tek amaç duyularımızı kışkırtmak ve hayal gücümüzü ateşlemek olabilir.
Polis, Türkiyede askeri darbeyi kışkırtmak amacıyla suikastlar ve halk ayaklanması planladığı iddia edilen Ergenekon adlı'' terörist grup'' hakkında açılan soruşturma kapsamında iki emekli generali tutukladı.
O haklı olarak bu çarpışmayı siniri bozuk halkı kışkırtmak için kullanıyor… ve kışkırtma işinin,
Belgrad ile Washington arasındaki hiçbir anlaşmazlığın'' başkalarını şiddete kışkırtmak için bahane veya haklı neden'' oluşturmayacağını kaydetti.
emrini vermek, planlamak, kışkırtmak veya yardım ve yataklık etmekten şahsi cezai mesuliyete sahip bulunuyor.
gerçeği bulmaktan ziyade hükümette görev değişikliğini kışkırtmak için her zaman gündeme getirildiği son derece açık bir şey.'' diyen Kamenov şöyle devam ediyor:'' Basit gerçek, bu kararın siyasiler yerine ulusal bir referandumla halk tarafından verilmesi gerektiğidir.
Her Devlet, bir başka Devletin içindeki sivil mücadele hareketleri ya da terörist hareketleri örgütlemek, kışkırtmak, bunlara yardımda bulunmak ya
Memur bey, o polis beni kışkırttı.''.
Coventryi sen kışkırttın.
Onları, şiddet eylemlerinde bulunmaları için kızdırdı ve kışkırttı.
Bu senin için, o seni kışkırttı.
Onu neden kışkırttın?
Bıçak Walter Simmsi kışkırttı.
Browneı kışkırttı.
O kışkırttı.