Примери за използване на Kelepçeli на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ama senin kelepçeli ellerinde öylesine yaratıcı olacaklar ki.
Şansına, Diaza kelepçeli halde kapıdan içeri girdi.
Tanya bir direğe kelepçeli hâldeydi. Bense özgürlüğümü kazanmak için sikişiyordum.
Neden kelepçeli değil?
Ve o zaman kelepçeli olmayacağım.
Şimdiye kadar bir sürü şey gördüm ama, kelepçeli kesik iki el mi?
Ellerin neden masaya kelepçeli değil?
Onu böyle bulduk… kelepçeli.
May kelepçeli. İyi değilsin.
Yani nasıl olabilir ki, yanan bir arabanın içinde kelepçeli?
Çocuk hala kelepçeli.
Öyleyse neden yatağa kelepçeli?
Genç Kelepçeli.
Bu adamları o binadan kelepçeli ya da ceset torbasında çıkarmak için tek yol.
Karısının cesedini ve kelepçeli olduğunu söylediğiniz yerde radyatörü bulduk ama bu sırada olay yerine vardığımızda gitmişti.
Dobsonın yirminci kattan ölüme uçtuğunda niçin kelepçeli olduğuna dair spekülasyona gerek var mı?
Sağılan inekler kelepçeli tutuluyorlar. ahırlarında,
yerde kir içinde, kelepçeli istiyorum. Böylece onu gitmesi gereken yere sürükleyebilirim.
Ian Thomasın yatağına yedi saat kelepçeli kaldığını bütün okula yaymaktan beni ne alıkoyacak?
Kelepçeler için bana yardım et.