Примери за използване на Lacivert на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sonsuza Kadar Birlikte Lacivert.
Kadarıyla ı-ebil söylemek, lacivert olmak gibi oldu.
Bu lacivert.
Yeni hedef var uzun kıvırcık saçlı, lacivert gömlekli bir kız.
Tablolar hakkında konuşuyorsunuz. Lacivert konusunda haklıydın.
Genelde mavi yada lacivert görünür.
Siyah Lacivert.
Bu gül neden lacivert?
Efodun üzerindeki ustaca dokunmuş şerit efodun bir parçası gibi altın sırmayla lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketendendi; tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibiydi.
Efodu altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle,
Yolculuk sırasında, çiçekli cepleri… olan bir kot, çiçekli ve kırmızı düğmeli bir bluz ve… lacivert bir hırka giyiyordum.
Kutsal masanın üzerine lacivert bir bez serip üzerine tabakları,
Altın sunağın üzerine lacivert bir bez serip üzerine deri bir örtü örtecek,
Mesela annem işe giderken lacivert eteğini değil de pantolonunu giyerse serviste kimseyle konuşmazdım.
Kolalanmış gömlek ve lacivert takım elbise içinde… Thomasın cenaze evinde yatarken
Orada koskoca bir okyanus var, ama bizim tek bildiğimiz Eileen adında lacivert bir uzun olta teknesini aradığımız.
Göğüslüğün halkalarıyla efodun halkaları lacivert kordonla birbirine bağlanacak. Öyle ki, göğüslük efodun ustaca dokunmuş şeridinin yukarısında kalsın
Lacivert, mor, kırmızı iplikle,
Lacivert, mavi, turuncu,
En Kutsal Yerin perdesi lacivert, mor, kırmızı kumaştan ve ince ketenden yapılmıştı. Üzerinde Keruv işlemeleri vardı.