Примери за използване на O kayboldu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Üzgünüm Üstad. O kayboldu.
Fury tek kişiydi doğruyu bilen, ve bildiğim kadarıyla söyleyebilirim, o kayboldu.
Benimki daha da beter, o kayboldu.
Alışveriş merkezinde biraz ayrıldık sonra o kayboldu.
bu civarlarda yaşıyor ama o kayboldu.
Dışarı ağlamaya gittim ve o kayboldu.
Tekrar tekrar dua ediyorum çünkü o kayboldu.
Bir gün, o çocuk kayboldu.
Aino Aaltonen, ilk önce o kayboldu.
Ama macera için susuzluğunu ona bir oyun oynadı- o kayboldu ve bilmiyordum nerede evinin ve annesi.
Bunu sen söylüyorsun. Annen o sabah kayboldu, ve bu ilk değildi.
Kırmızı paltolu bir kadına rastladınız, o kayboldu…-… siz de her şeyi bırakıp gittiniz?
O kayboldu, Vril toplumunun diğer kilit üyeleri kayboldu,
çünkü birincisi, o kayboldu ve ikincisi, o bir kaplumbağa.
Evet ama o kaybolduktan hemen sonra bunu buldum.
O ceset kaybolmuş.
Oraya o kaybolduktan hemen sonra gelmen zamanında gelememen kötü oldu.
O kaybolmuş.
Ben… Sanırım o kaybolduğundaydı.
Sen komaya girmeden iki gün önce o kaybolmuştu.