Примери за използване на Okyanusta на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Okyanusta anlaşılmaz bir şey oluşmaya başladı.
Şaman, okyanusta dalgacıklar oluştuğunu fark eder. Ancak gemi falan görmez.
Bir kasırga okyanusta yaşayan canlıları yüzlerce kilometre içeri taşıyabilir.
Okyanusta nereye baksam her yer simsiyahtı.
Ancak okyanusta milyarlarca ton hayvan var.
Tamam, Okyanusta Yürüyenlerin yapımını durdurmam gerekiyor.
Okyanusta, sadece sen ve ben.
Şu anda okyanusta bir yerde olmanız gerekmiyor mu?
Demek tekne okyanusta kayboldu telefonunu da kaybettin!
DepthX okyanusta seyrederken kendi başına örnek toplayıp onları analiz edebilecek.
Okyanusta yüzlerce millik bir pusu.
Ve Y ekseninde derin okyanusta ortalama çevresel gürültü bulunmakta frekansa göre.
Kendi alanlarında, okyanusta durmadan yüzüp duruyorlar.
Okyanusta birkaç damlanın pis olması,
Neden okyanusta duruyorum?
Okyanusta da yaptığımız tam olarak bu işte.
Okyanusta seni görecek.
Onunla okyanusta tanıştık.
Sanırım okyanusta böyle bir durum karşınıza çıkmamıştır, öyle değil mi?
Okyanusta, Malibuda bir sahil evi.