Примери за използване на Okyanustan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Okyanustan bahsetmiş miydim?
Okyanustan bahsetmiş miydim?
Sahilden, okyanustan, kumdan nefret ederim.
Bana okyanustan bahsediyor, ama daha kendisi de görmemiş!
Okyanustan 3 gemi geliyordu.
Adidas okyanustan çıkan çöplerden ayakkabı yapıyor.
Dalgıçlar okyanustan yüzlerce metre yükseklikteki uçurumdan aşağıya atlıyorlar.
Küçük marketleri harap etmek için okyanustan çıkıp gelen devasa bir canavar gibiyim.
Okyanustan 35bin feet yükseklikteydik, ve sonra her şet kontrolden çıktı.
Okyanustan çok plaja bakıyor.
Ben çocukken okyanustan ödüm kopardı.
Okyanustan nefret ediyorsun sanmıştım.
Okyanustan çıktı ve atmosferi doldurmaya başladı.
Okyanustan başka bir şey olmaz.
Ya Asyadan, doğruca okyanustan geldiyseler?
Tamam, öncelikle yapmak istediğim okyanustan bazı örnekler almak.
Benim bildiğim Hannah McKay okyanustan nefret eder.
Kurtarma ekibi onu okyanustan çıkarmaya gidiyor.
Bu ne büyük telaşe Okyanustan yayılıyor?
O Cadılar Bayramı değil, okyanustan.