Примери за използване на Oluşmuş на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Evet, Boothun beyninde bir parça ikincil hasar oluşmuş.
Bu yıldız sistemlerinden bazıları dünyadan 5 milyar yıl önce oluşmuş olabilir.
Seeleyin kemiğindeki kesik, kenarı tırtıklı bir testereyle oluşmuş gibi.
Hakikat ırmağı, hatalardan oluşmuş kanallardan akar.
Krater bundan 1,3 milyon yıl önce oluşmuş.
Bu izler tutarlı bir baskı uygulanmasıyla oluşmuş.
Kesikler ölümden sonra oluşmuş.
Hayır, gerçek kemikten oluşmuş gibi duruyorlar.
Göstermesi gereken bir sinir tiki oluşmuş anlaşılan.
Gerçekten ne istiyorsun? İki profesyonel arasında oluşmuş bir dayanışmanın verdiği mutluluğu.
Garynin söylediğine göre fırtına burada oluşmuş.
Ayrıca, omurganın aşağı kısmında, bir iç kanama oluşmuş.
Hukuk dünyası tümüyle erkeklerden oluşmuş gibi.
Dormammu saf büyüden oluşmuş bir yaratıktır.
Binanın sanki sadece camdan oluşmuş gibi görünmesi isteniyor.
Aralarında güçlü bir dostluk oluşmuş.
Venüsteki engin kanyonlar da erozyonla oluşmuş olabilir.
Bu şekilde de dünyanın en büyük mezarlıklarından biri oluşmuş.
Tabii ki maymundan insanlar oluşmuş.”.
Bu leke iki tip kandan oluşmuş.