Примери за използване на Parktan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Parktan 2 blok öteye görünmez barikat kurun.
Bunu parktan mı aldın?
Parktan altı blok ötede.
Sadece on dakika sonra parktan ayrılacaktık.
Şu anda Terör PARKtan sizden fazla nefret ediyorum.
Seni parktan kovduğu için Rakunu suçluyorsun yani?
Onlara sahte kimlik çıkararak Başkan Parktan şirket hisselerini aldığınızı anlatmayı unutmuşum.
Parktan ayrıldım ve kimse beni görmedi.
Şöför parktan geçmek istedi.
Parktan uzak dur.
Parktan geçiyordum ve orada şu çılgın Frankenstein vardı.
Uzaklaş, Frank, parktan çık, ve geri bakma.
Savcı Parktan boşanmak mı?
Şu parktan bir çıkayım sonra geri dönebilirim.
Parktan koşarak geçerken milyonlarca insan frizbi oynayıp piknik yapıyordu.
Taraflardan bir şahıs parktan ayrılarak kaçmak istedi.
Yaşındaki çocuğumla parktan geçiyorum ve birisi bana hey*** diye sesleniyor.
Parktan ve eşten uzak dur.
Parktan geçmesi gerekecek, değil mi?
Buddy bunu parktan kesti.