Примери за използване на Pasaportunu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Evet. Sana pasaportunu getirmişti.
Geçen hafta gönderdikleri kişisel eşyalarını, pasaportunu.
Maçı kaybedersen, pasaportunu alıp Moskovaya düğününe gidersin.
Yurt dışında pasaportunu kaybettin ne yaparsın?
Kraliçe 2. Elizabethin yanına pasaportunu alıp almadığını kontrol etmesine gerek yok.
Cennete olan pasaportunu çöpe atıyorsun!
ONeill kendi pasaportunu kullanarak 8 gün önce ülkeyi terk etmiş.
Joseph Purcellin pasaportunu yakaladık.
Kredi kartını kastediyorum, pasaportunu falan değil.
Bir gün aniden'' hemen şimdi'' dediğimde pasaportunu hazırla!
Uyuşturucuya karşılık, parasını ve pasaportunu almaya gelmişti.
Lucasa pasaportunu sadece ödünç alacağımı,
Belki de parasını ve pasaportunu kaybettikleri için beni bilgisayar önünde soyunmaya zorlayacak o yabancılardan birisindir.
Gotovinanın son zamanlarda sahte Hırvat pasaportunu kullandığına dair bir iz de yok.
FBIdan, Nemo Moradinin pasaportunu geçen ayın ortalarında Fasa girmek için kullandığını belirten bir mesaj aldık.
U2 solisti Bono,'' fahri'' kimlik belgelerinin çıkarılmasına izin vermeyen yerel yasalar nedeniyle Bosna-Hersek( BH) pasaportunu geri vermek zorunda kalabilir.
Binlercesi üniformalarını çıkarıp evlerine dönüyorlar. İddiaya varım Saddam şimdi o saray senin bu saray benim kaçıyordur… pasaportunu arıyordur.
İçişleri Bakanlığı pasaportunu unutan ve annesi hakkında yalan söyleyen çocuğun yasadışı olarak burada olduğunu söylüyor.
çoktan ülke dışına kaçtı. ve Bay Solis pasaportunu vermeyi reddediyor.
Hayır, Harry pasaportunu ve kıyafetlerini alması için arabayı otele gönderdi yani.