Примери за използване на Sistemli на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bolognayı getirdiğimizde, sürece en başından itibaren güçlü bir izleme mekanizması kurmalıydık ve kötü şeyleri sistemli şekilde düzeltmeliydik.
Obradoviç, bunu güçlü devlet yetkililerinin oldukça haince yürüttüğü sistemli bir yolsuzluk vakası olarak açıklıyor.
Tutarlı ve sistemli sonuç göstergeleri ve verilerin olmaması nedeniyle, raporda yalnızca hükümetlerin yaptıkları değerlendiriliyor ve Romanlar üzerindeki gerçek etkileri hakkında içgörü sağlanmıyor.
bizim adamlar da sistemli bir şekilde gemideki herkesi yok etmeye başladılar!
Uzmanlar: Romanları topluma kazandırma girişiminin başarısı için sistemli politikalar gerekli.
tercihi bu yasaların yasalar çerçevesinde sistemli bir değerlendirilmesi yönündedir.
Curiç, RBSAnın, Romanları çeşitli sahte bilimsel araştırmalar ve ırkçılığa karşı savunmak için sistemli ve sağlam temelli, disiplinler arası bir araştırma sağlamayı hedeflediğini belirtti.
bu durumda etlerini sistemli bir şekilde oyulmasına neden olmuştur.
son dönemde Müslüman imajını yıpratan bu sistemli faaliyetlere karşı önemli projelere imza atıyor.
Bizimkiler gibi sistemli parmakları olmayan hayvanları düşünürseniz onların bir şeyleri tutma ve nesneleri hareket ettirme yetenekleri çok daha kısıtlıdır.
Peki neden insanlar bu tüketim şeklinin sistemli etkileri ekoloji soykırımına yol açacağını bile bile hala bu şekilde satın almaya devam ediyorlar?
Yapabileceğim en iyi şey liderlerimizi sistemli değişimle ilişki içinde olmalarını sağlamak için vatandaşları harekete geçirmek olduğunu düşündüm.
Gençleri, kendilerini yangın da dahil olmak üzere herhangi bir kaza mahallinde bulduklarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda sistemli ve sürekli bir şekilde kim eğitiyor?
Kayıtlarınızı bir TV üzerinde görüntülemek için, PAL sistemli bir TV ye ihtiyacınız olacaktır.
evlerinin yıkılması gibi sistemli bir polis istismarı
70 bin kadının 1993te, Avrupanın orta yerinde, sistemli bir savaş taktiği olarak tecavüze uğramasıyla ilgili bir şey yapmayışımızın nedenini anlayamıyordum.
karmaşık beyinli ve sosyal sistemli memeliler üzerinde yaptığımız araştırmalarda bulduğumuz şey,
başlıca halk düşmanlarının servetine el koyarak, öncelikle banka şebekesine sistemli saldırılar yaparak onları candamarından vurmuştur
Komite, bir Taraf Devletin ülkesinde işkencenin sistemli olarak uygulanmakta olduğu yolunda sağlam gerekçeler içeren güvenilir bilgiler aldığında,
Akıbet, 21. yüzyılda beklenen kaynak kıtlığı artışı, petrolün tükenmesi ve fiyatların sarmal hale gelmesi durumunda, dünya çapındaki fosil yakıtların ve diğer doğal kaynakların sistemli Amerikan ve İngiliz kazanımını destekliyor.