Примери за използване на Sorusu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu yalnızca iyi/kötü, doğru/yanlış sorusu değildir;
Biliyorum. Ya insanların sorusu varsa?
Kızımın biraç sorusu var.
Günün sorusu bu olabilir, dostum. Günün sorusu bu.
Dr. Hodginsın sana birkaç sorusu var.
Üyelik konusunda son kararı kimin vereceği sorusu da ilgi çekiyor.
Evet ya da hayır sorusu sormak zorundasın.
Asıl kısma geçmeden önce sana bir kaç kontrol sorusu soracağım Jim.
Bu Bruiserın sorusu.
Eminim kimsenin sorusu yoktur.
Onlara altı tane GCSE sorusu verdim.
Onun nasıl bulunacağı, sorusu kalıyor geriye.
Cooper, bu adamların sorusu var.
Ödül avcısının sana bir kaç sorusu var.
Yaz geldi ve herkesin aklında nereye gidelim sorusu?
Kraliyet Prensinin birkaç sorusu var.
Adamlarımın birkaç sorusu var.
Bu artık‘ Olabilir mi?, sorusu değil,‘ Ne zaman?
Beni arayana kadar çocuğun ne kadar kan kaybettiği sorusu vardı.
Kayıp serum hakkında birkaç sorusu var.