Примери за използване на Türden на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
anlaşılan, garip türden bir adam.
Hep umduğum türden bir misafirperverlik.
Birkaç derece ve türden olabilir.
Bir şeyi 2 kez sorabileceğin türden bir insan değildir.
Aslında bu her gün benim çalışırken yaptığım türden bir örnek.
Yalnız seyahat eden bir kadın, yanlış türden dikkatleri üzerine çekebilir.
Evet ve Monica da gelecekte göreceğim türden bir avukat.
Bu, gece gündüz bakmaya bayıldığım türden bir dizilim.
Sizler güzel insanların ayakkabıları altına yapışan türden pisliklersiniz.
Hayal edebileceğin her türden kızlar.
Bu tam olarak Bay Gardnerin itiraz ettiği türden sorgulama.
Bazı kadınlar ise erkeklerin hiç sevmediği türden.
Okursunuz da ne türden kitaplar?
İstediği erkeği elde edebilecek türden bir kadın.
İnsanların kendisinden uzak durmak için göç ettiği türden bir adam olduğunu düşünüyorum.
Ne yani, her türden köpekle mi?
O senin çalışmak isteyeceğin türden biri değil.
Bir reklam ajansının, bir ürünü tavsiye ederken kullanacağı türden insanlar.
Bildiğimiz doktor mu, yoksa senin türden bir doktor mu?
Hayır, sadece senin alışık olmadığın türden bir kadınım.