Примери за използване на Tahtanın на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Tahtanın sadece bir tarafını görebiliyorum. Rakibin hiç bir hamlesini bilmiyorum.
Aslında tahtanın o kısmını görmezden gelmeye çalışıyoruz.
Tahtanın üstüne asmalısın.
Başını tahtanın ortasında tutmayı unutma ve rahat ol.
Tahtanın iki tarafında da, aynı şekilde dikkatli ve adilce oynardı.
Bu tahtanın esas olarak verdiği mesaj, bizim bilinç halinde yaptığımızdan fazlası değil.
Tahtanın bu tarafını görebiliyor musun?
Çocuklar çikolatadan yumurta yerler, çünkü çikolatanın rengi… ve çarmıhtaki tahtanın rengi.
Sol köşeye mi sağ köşeye mi? Yoksa tahtanın merkezine mi?
Yapmaya çalıştığın şey, tahtanın diğer ucuna ulaşmak.
O saatten beri tahtanın önünde duruyor.
Silahın etkisi, ya da tahtanın acımasızlığı?
Şimdi dizlerini kır ve başını, tahtanın ortasında tut.
Çünkü sana dediğim gibi başını tahtanın ortasında tutmadın.
Tahtanın önünde Dünya haritasını açarak coğrafya öğreten bir öğretmenim vardı.
Şu şekilde başladı: Oyun bir buçuk- iki metrelik bir kontrplak tahtanın üzerindeydi 1978 yılında, şehir içinde bir devlet okulundaydım.
Som maun, meşe vurgularıyla yontulmuş… lüksarabaların içindeki tahtanın aynısı.
Tamam, tahtanın önünde balonların arasında duracağım ve sen, keskin bıçaklarla onları patlatacaksın?
açık olarak tahtanın durumunu rastgelelik durumu söz konusu olmadan belirler.
Onlar gidecekler-- Senden hemen sonra-- teker teker… tahtanın sonuna gidecekler!